Aşk, bir damla sudur ama her zerresi insanı hayranlığa sürükler akılını başından alır.Aşk alkol gibidir içinde ne varsa onu dışarıya çıkarır güzel ya da çirkin öyleyse aşk temiz değildir ama temiz bir kalpte filizlenen aşk paha biçilemez…
Biride bu şarabı içmiş yollara düşmüştü.Ancak aşk kadehte durur ama ona elinle uzanıp almaya kimsenin gücü yetmez, ağaçtaki bir kuş yavrusu gibi beklesin, ona acıkırsın, kavuşmak istersin nasıl olursa olsun çünkü o mana tamamıyla güzelliğin toplandığı yerdir.Öyleyse aşığın yaptığı çirkin gibi görünen hareketler bir hoşgörü ve güzelliği doğurur. O aşık da yollara düşmüştü içmişti bir kere şarabı bu haliyle nasıl durabilirdi.Her yerde aradığı aşktan bir söz ufak bir kırıntı arayacaktı.Geçtiği köylerin hiçbirinde kendi sözlerinden bi söz bulamadı.Nice şu adam aşıktır onla konuş dediklerinin yanına gittiyse de aynı şeylerden bahsetmiyorlardı.Çünkü aşk bir alkoldü.O adam böylece gezmedik yer bırakmadı kendi kendine yoğruldu aşkı bir anlık bi hevesten kurtulup kendi ruhunda çözülmeye başladı.
Bu kadar yol yürümek nedendi ki aşkı aramak için bütün dünya gezilirde kendisine bakmak aklına gelmez.Aşk hevesi son durak olsaydı onun değeri fazla olmazdı şu şaraptan bi kere tattın ikiciyi beklemeden yuvadan atladın, ha de dön evine de razı gelmeyi öğren.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder