31 Ocak 2010 Pazar

y8

Bu dünya aşk bataklıkta yetişen bir güle benzer o yüzden açmamalıdır.Lakin insan her zaman kalbine söz geçiremez.Bir zatın gönlü aşk yaşarken onla sevişirken bedeli uslu duramaz ama insan aşkını halka göstermemelidir.Hayatta ne güzellik çirkinliğe taşmalıdır neden çirkinlik güzelliğe taşmalıdır.İki tarafında bunu yapması kendi zararınadır.Aşk ile sarhoş olmuş zat aşkını halka gösterirse halk onla dalga geçer.Çocuk gibi onla alay ederler yahut kendi bildiklerini kabul ettirmek için üzerine giderler.O zatın aklından şüphe duyarlar, doğrudur çünkü aşk hayranlığı doğurur.Hayranlık ise aklı yok eder.Bu aklın gidişi insanı tertemiz kılar.Çünkü Mevlana’nın da dediği aklı başında olmakta bir biçim günahtır.Çünkü insanın aklı olması onun varlığından haberdar olduğuna şahittir.Ancak tasavvufta var olmak günahtır. Tasavvuf başlı başına Allah’a aşık olanların sanatıdır.O yüzden insanın varlığını hatırlatan şeylerden vazgeçerler hepsi.Kimi ruhu bataklığa batmış ancak yüzü sanki meleği andıran yalancılara ruhunu teslim eder.Kimisi de Allah’a teslim eder.Bir insana harcanan sevgi ne boş bir uğraştır.İnsan insanın şeklini değil manasını sevseydi her insan Allah’a ulaşmak için bir yol olurdu ve her insan Allah’ın bir aynası olurdu.Lakin Allah bir aynaya bile vurulmuş ve demiş ki:”senin için yok olurdum ama ben yok olamıyorum o yüzden sen benim için yok ol”, böyle bir söz neye bedel değil ki kibir insanı gerçek varlığından alıkoymaya mahkum edildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder