31 Ocak 2010 Pazar

y4

İnsan sabrı öğrenmeye mecburdur çünkü sabır o zatın imanına şahitlik eder.Peki sabır nedir?Sabır ölümün gelişine kadar geçen süreye katlanmaktır.Eğer insan sabra adım atmazsa güzel olan şeylere hemen kavuşmak isterse yahut kötü olan şeylerden hemen kurtulmak isterse tek yaptığı şey kendine zarar vermek olur.Bi hayalden başka bir hayale koşar böylece kendini hırpalar.Ancak sabır makamı bir gün çıkılacak bir şey değildir kişiye göre değişir o makama ulaşmak çok kısa sürmez.Bunun için zamanın boşluğunu ve göreceliğini görmesi gerekir zaman ancak ona dokunduğun anda hissedilir eğer bir kişi zamana hiç dokunmazsa onun acısı ruhuna tesir etmez lakin azda olsa yılması acı çekmesi o zatın güzelliğini arttırır.

Kötülüğe sabretmek nasıl geldiği ile alakalıdır eğer kötü bir söz söyleniyorsa Allah’ın ışığını yansıtacak bir söz söylenmelidir eğer o zat güzel söz söyleyecek makama ulaşmadıysa susması konuşması kadar etkilidir.Sabretmek savaşmamak değildir asıl sorun gelen bütün çirkin şeylerin asıl nedeninin senin kişiliğinle, adınla alakalı değil senin içindeki güzelliği almakla alakalı olduğunu anlaşılmasıdır.Yani benlikten çıkan her türlü söz ya da hareket insanın içindeki güzelliği almakla ilgilidir.Eğer nefs insanda güzel olan bir şeyi görürse onu almak için güçlü bir istek duyar ve amacına ulaşıncaya kadarda rahatlamaz ancak o nefs Allah’ın ışığıyla karşı karşıya gelirse zamanla geri çekilebilir ve kendi yolunu kurabilir.Bu onun yıldığını gösterir nefs sadece Allah’ın gerçekten inandığı kişilere karşı acizdir ve sadece onlarla uğraşmayı bırakır.Diğerlerini elinde sonunda yanına çeker.Allah’a tutunmayan bu yolda yenilmeye mahkumdur başka hiçbir güzel söz ya da akım insanı kurtarmaz bütün güzellikleri anlamı Allahken gerçek anlamın varlığı reddetip Allah’ın olmadığı bir güzellik anlayışı yaratmak isteyenler kaybetmeye mahkumdur.Çünkü gerçekten güzel olan insanın kesinlikle Allah ile bir problemi olmaz.Olsa bile bu bir uzaklık niteliğinde değildir sadece bir cevap istemektir.Suni bir ahlak sistemi yaratmak isteyenler Allah’ın merhametinden, sevgisinden ve adaletinden şüphe duyanlardır.Bu da şunu gösterir ki akıl, irade ve değerler ile gerçek güzelliğe ulaşılmaz.İslam teslim olma dinidir.Teslim olan kişi aklını, zekasını ve değerlerini kapının dışında bırakmalıdır.Çünkü o kapının önünde yanında getirdikleri şeyler temiz değildir.Gerçek güzelliğe kavuşmak için düşünmek yerine bir kerelik dinlemek gerekir. Ben biliyorum, ben aklımla çözebilirim, bence güzel olan budur gibi sözlerde anlatılanlar İslam’la birebir paralel olsa bile kişinin benliğinden çıktı için gerçek güzelliğin manasını ve ışığını barındırmaz o yüzden dinleyene de bi zevk vermez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder